Merhaba, üretim ve kalite sevdalıları.

Merhaba arkadaşlar, 2009 yılında çıktığım Rusya yollarında yürümeye devam ediyorum. Şuan ALUMANN firmasının fabrika müdürlüğünü yürütüyorum. Hem yoğun çalışma temposu, hem de ailem ile vakit geçirdiğimden uzun süredir birşeyler paylaşamıyorum, bu konuda affınıza sığınıyorum.

Rusya, imalat, kalite, yönetim sistemleri, bakım -onarım , alüminyum, ekstrüzyon vb. konularda sizlere yardımcı olmaya devam edeceğim.

saygılarımla

Not: Yeni firmam hakkında http://www.alumann.ru adresinden bilgi edinebilirdiniz.

Teknik Müdür

HERKEZE TEKRAR MERHABA …
Uzun bir aradan sonra tekrar buluştuk. Şuan Rusya dayım..Astek-mt nin http://www.astek-mt.ru farikalarından teknik müdür olarak görev yapıyorum. Faaliyet alanlarımız. Alüminyum Profil ve billet (hammadde) imalatı (Zao Sistem Alm.) – Pvc Profil İmalatı (Zao Prok) ve bu profiller de kullanılan Zamak Parçaların İmalatı (Zao Pramid) olmak üzere 4 Fabrikanın Teknik Faaliyetlerinden Sorumluyum. Bu bakımdan hem rusya ile ilgili bilgi almak isteyenler hemde bildiğiniz gibi , Kalite Sistemleri,Alüminyum ,Pvc,Zamak İmalatı ve Bu alanlarda makina,bakım onarım ve tasarım faaliyetleri ile ilgili bilgi paylaşımına devam ediyoruz…
 
Unutmayın ! Bilgi Paylaştıkça Çoğalır.
 

SEKTÖR ve İŞ DEĞİŞİKLİĞİ

  İŞ VE SEKTÖR DEĞİŞTİRİYORUM, BU GUN İTİBARİYLE NET ORTAMINDAN BİR SÜRELİĞİNE AYRI KALMAM SÖZ KONUSU OLABİLİR. MÜMKÜN MERTEBE KALİTE VE İMALAT VE ALÜMİNYUM SEKTÖRÜ İLE İLGİLİ SORULARINIZA CEVAP VERMEYE ÇALIŞACAĞIM. BANA MAİL İLE ULAŞABİLİRSİNİZ. AYRICA MERAK EDENLER İÇİN YENİ İŞYERİMİN LİNKİNİDE EKLEYEYİM DEDİM. SEKTÖR OTOMOTİV, SEAT RENTEL WEB: http://www.rentel.com.tr BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE OTOMOTİV İLE İLGİLİ SORULARINIZADA CEVAP VERMEYE ÇALIŞACAĞIM DEMEKTİR.HERKEZE MUTLU YARINLAR..
 
KALİTE ALIŞKANLIK YAPAR.
BİLGİ PAYLAŞTIKÇA ÇOĞALIR.
 
SAYGILARIMLA;
MURAT KARAKURT

RÖPORTAJ

CEREN ÇELEBİ 030070268

İMALAT MÜHENDİSİYLE RÖPORTAJ

 

KARTVİZİT

Murat KARAKURT
                      Nakış Metal A.Ş
                        Kalite Sistem
                               &
              Teknik Departman Sorumlusu
                        İmalat md.yrd.
                    Tel: 0212 422 11 11
                   Faks: 0212 422 11 10
Adres: Cihangir Mah Birlik Cad. No: 2 Avcılar / istanbul

 

 

 

1.İmalat mühendisi olarak çalışmanın avantajları-dezavantajları nelerdir?

2.İmalat mühendislerinin çalışma alanları nelerdir?

3.İmalatta çalışmak üzere makina mühendisleri mi imalat mühendisleri mi tercih edilmektedir?

4.İmalat sektöründe yabancı dilin önemi nedir?

5.Çalışma koşulları nasıldır,bayanlar için uygun mudur?

6.işe alınırken en çok dikkat edilen özellikler nelerdir?

7.imalat mühendislerinin yönetici olma konusundaki avantajları_dezavantajları nelerdir?

8.imalat sektöründe çalışanlar maddi ve manevi yönden tatmin olurlar mı?

 

Öncelikle her sorunun birer makale konusu olduğunu ve bunlar ile ilgili internette çeşitli kaynaklardan uzmanların yaklaşımlarını bulabileceğini (ki eminim araştırmışsındır) hatırlatmak isterim.

 

S1.İmalat mühendisi olarak çalışmanın avantajları-dezavantajları nelerdir?

 

C1.Üretim-imalat hemen hemen tüm mühendisliklerin çalışma alanını oluşturur. Bunun bir mühendis için avantaj oluşturmasının yanı sıra tabiî ki dezavantajları da olmaktadır.

 

İmalat sürecinde takipçi, tekrarcı, taklitçi olarak çalışmak bir mühendis için tatmin edici olamaz, bir mühendisin amacı süreç içerisinde karşılaşılan sorun ve sıkıntılara veya iyileştirilesi gereken durumlara analitik düşünce ile çeşitli açılardan yaklaşarak, deneyim ve tecrübelerinden yararlanarak veya yeni yöntemler kullanarak çözümler üretmek olmalıdır.

 

İşte tam bu noktada avantaj ve dezavantajlar gündeme gelmektedir.

 

1.(Avantaj) İmalat mühendisi olarak çalışmanın en büyük avantajı (en azından benim ve benim gibi üretmeyi seven her mühendisin) hammaddeden ürüne tüm aşamalarda yer almak ,  bir metalin vb. bir ürüne dönüşmesini görmek hatta görmekle kalmayıp bu sürecin bir parçası olmak ve hatta bu sürece bir katkınızın olması (yeni bir şeyler eklemek) anlatılamaz bir haz duymanızı sağlar.

1.(Dezavantaj) Maalesef bu hazzı duyabilmek için belli bir tecrübeye sahip olmak gerekir. Ayrıca her mühendisin her firmada tüm imalat süreçlerini görmesine veya çalışmasına imkan olmamaktadır.

2.(Avantaj) Üretmenin verdiği hazzın yanında, imalatta çalışmak; kişisel gelişiminize yardımcı olur. Şöyle ki okul hayatınız boyunca size öğretilen teorik bilgileri uygulama fırsatı bulabildiğiniz gibi okulda öğrenemeyeceğiniz ama pratikte çok kullanılan ve çok işinize yarayacak bilgileri de edinebilmenizi sağlar.

2.(Dezavantaj) Maalesef  bir çok arkadaşımızın bu avantajı çeşitli sebeplerle kullanamadığını görmekteyiz.Bunun en büyük sebeplerinden biri eğitim sürecinde kendilerini yeterince yetiştirememeleri veya bu pratik bilgileri teorik bilgileri ile bütünleştiremeyip kullanamamalarıdır.

3.(Avantaj)Ayrıca sizden daha tecrübeli olan kişilerin deneyimlerinden istifade etmeniz için bulunmaz bir fırsattır.

4.(Dezavantaj) Maalesef piyasada herkes size bir şeyler öğretmek için can atmıyor. Bunu elde etmek için bazen çok çabalamak gerekebiliyor. Şanslı ve azimli iseniz, her hangi bir konuda ustalaşmış bir personelin (Müh. Olmayan) 10–15 yılda elde ettiği bilgi ve deneyimi 3–5 yılda elde edebilirsiniz. Tabi bunun için birlikte çalıştığınız kişilerin yaklaşımları çok önemli, özellikle çekirdekten yetişen diye tabir edilen birçok tecrübeli personelin pratikte elde ettiği bilgilerini sizinle paylaşmak istememesi bu durumu bir dezavantaja dönüştürmektedir. Bu konuda bu kişilerin en büyük kaygısı sizin onun yerini almanızdan korkması, çekinmesi oluşturur. Ama bu düşüncesini değiştirmekte sizin elinizdedir.

5.(Avantaj) Küçük işletmelerde imalat mühendisleri geleceğin yöneticileri konumundadır. Tabi yine bu sizin kendinizi yetiştirmenize bağlıdır.

5.(Dezavantaj) Küçük işletmelerin bütçeleri sınırlı olduğundan, her araştırma, eğitim, kişisel gelişim kursları vb. kendinizi geliştirebileceğiniz organizasyonlara katılmanız her zaman mümkün olamamaktadır.

6.(Avantaj) Eğer büyük bir işletmede çok sayıda imalat mühendisi çalıştıran kuruluşlarda çalışıyorsanız kendinizi geliştirmeniz için bir çok olanak sağlanmaktadır, buda kullanabilirseniz sizin için bir avantaj olmaktadır.

6.(Dezavantaj) Büyük firmalarda imalat mühendislerinin (çok sayıda mühendis olması nedeniyle)  yönetici olmaları çok uzun zaman ve çaba gerektirebilir.

 

Yukarıda da belirttiğim gibi sorularınız birer makale konusu şimdilik avantajları ve dezavantajları bu kadarla bırakalım…

 

 

2.İmalat mühendislerinin çalışma alanları nelerdir?

İmalat mühendisleri üretim yapılan her sektörde çalışabilirler.Hatta sadece üretim değil üretim öncesi ve sonrası kademelerde de görev alabilirler.

İmalat sanayinde son yıllarda önemli değişimler yaşanıyor. Ürün çeşitleri artarken hammaddeler çeşitlilik arz ediyor. tüketicilerin kalite ve güvenilirlik beklentileri artıyor,  bunun yanı sıra aynı ürünü yapan firmalar artığından  müşterilere farklı alternatifler sunulabiliyor. Bu gelişmeler neticesinde tüketici talepleri doğrultusunda, kullanılan hammadde, kalite-fiyat ve temrine göre imalat yöntemlerinin belirlenmesi gerekiyor.

Bahsettiğim imalat hedeflerine ulaşmak için imalat süreçlerinin ve yapılacak işlemlerin iyi tasarlanması gerekir , imalat mühendisleride genelde işlem ve süreç tasarımı ile ilgilendiklerinden imalat süreci içerinde makine ve ekipman, takım ve aparat ve tabiî ki kontrol yöntemleri geliştirerek tüm bunları bir sistem içerisinde bütünleştirmelidir. Bu şekilde verimliliği ve  kaliteyi artırıp maliyetleri ve temrin sürelerini düşürerek rekabet edilebilir bir ürün elde etmeye çalışırlar.

İmalat mühendisleri bir ürünün tasarımında, malzeme seçiminde, kontrol aşamalarında, üretiminde ve üretim sonrası takip ve kontrolünde olmak üzere tüm aşamalarda görev alabilirler.İmalat mühendislerinden günün teknolojik nimetlerinden yararlanarak hatta teknoloji yaratarak imalatı kolaylaştırmaları, tasarım aşamasında bir ürünün nasıl imal edilebileceği konusunda gerekli yöntemleri saptamaları, imalat sürecini ,yöntemini ve kontrol aşamalarını belirlemeleri buna göre makine, ekipman ve teçhizat seçmeleri gibi işlemleri yapması beklenir.Tabi ki tüm bunları yaparkenmalzeme, para, zaman, mekan, işgücü gereksinimi ve çevre kirliliğini dikkate alarak müşteri-tedarikçi-tasarımcı vb. konunun muhatapları ile diyalog içerisinde olmaları oluşturulan katma değerin en uygun şekilde gerçekleştirilmesini sağlamaları gerekir.

İmalat mühendisleri imalat sistemlerinin tasarımı ve gerçekleştirilmesi yanında, ürün geliştirme, kalite kontrol ve üretim bölümlerinde çalışabilirler. İmalat mühendisleri tüm üretim bölümlerinin idaresinde görev alabilir veya kısa bir çalışma döneminden sonra yönetim kademelerine aday olmaktadırlar.

3.İmalatta çalışmak üzere makine mühendisleri mi imalat mühendisleri mi tercih edilmektedir?

 

            Kişisel kanaatimce endüstri ,işletme,mekatronik ,imalat,enerji,ısı hatta kimya gibi mühendislikler makine mühendisliğinden ayrılmış veya türemiş mesleklerdir.Bunun sebebi sek törel bazda işletmelerin ihtiyaçlarının değişiklik arz etmesidir.Ürün çeşitliliği ve imalat yöntemleri arttıkça branşlaşma ihtiyacı doğmuş ve her alanda çalışabilecek genel mühendislikler yerini sektörlerin ihtiyaçlarına cevap verecek branş mühendislikler oluşmuştur.

            İmalat sanayinde (ön planda olmasına rağmen sadece makine sanayi imalat sanayi olarak düşünülmemelidir.) örneğin tekstil makineleri imalatı yapan bir firma makine veya imalat mühendisi yerine kimya mühendisi çalıştırmayı uygun görebilir, benzer şekilde tekstil ürünleri imalatı yapan bir firmada tekstil mühendisini tercih edebilir. Kısacası işletmeler ihtiyaçları yönünde istihdam yapmayı düşünürler en azından son yıllarda bunu daha sık görmeye başladık.

            Tüm bunlara rağmen reel olarak işin içine girdiğinizde yeni olan her şeyin denenmesi ve sınanması gerektiğini görürsünüz. Endüstri müh. yeni gündeme geldiğinde bir çok öğrencini tercih ettiği bir bölüm olmuş hatta talepler arttığından taban puanları yükselmişti.Ancak bu öğrenciler mezun olduktan sonra başvurdukları işleri büyük oranda makine mühendislerine kaptırdılar.Bunun sebebi yeni bir kol olması ve daha kendini ispatlamamış, tanıtamamış olmasıydı.Günümüzde ise bu farkın büyük ölçüde kapandığını görmek mümkün.Aynı durum şuan imalat mühendisleri içinde geçerlidir.Özellikle bu bölüm mezunlarının piyasada kendilerini ispatlamaları arkadan gelenler için büyük bir öneme sahiptir.

            Kısacası şuanda imalat sanayinde makine mühendisleri bir çok branşa göre daha çok tercih edilmektedir.

 

4.İmalat sektöründe yabancı dilin önemi nedir?

Ülkemizde hemen hemen her işletmede ve her pozisyonda yabancı dil bilmek gerekmektedir.Özellikle dışa açılan, dış ticaret yapan şirketlerde yabancı dil bilmek şart oldu. Hatta birkaç yabancı dil bilmek önemli hale geldi.Ancak yurt içine yönelik çalışan şirketlerde yabancı dil pozisyona bağlı olarak çok gerekmeyebilir. Maalesef sırf moda olsun diye iş ilanlarında yabancı dil bilen elemanlar aranıyor ve bence büyük bir hata yapılıyor. Çünkü hem işe başlayan kişi var olan lisanını kullanamıyor, uzun vadede bu lisanı kullanamaz hale gelebiliyor, hem de maaş ve sosyal haklar bakımından işletmeye daha maliyetli oluyor.

Tüm bunlara rağmen ben bir mühendisin hangi branşta olursa olsun literatür takip edebilecek (okuyup, yaza bilecek)  kadar yabancı dil bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Beni böyle düşündüren uluslar arası bilim dili olarak İngilizcenin kabul görmesi ve neredeyse tüm bilimsel yayınların ve özellikle makine ve imalat sektörlerinin bilgi kaynağının İngilizce-Almanca- Fransızca gibi yabancı dillerde olmasıdır. Bir mühendisin kendini ve tabiî ki yaptığı işi geliştire bilmesi için mutlaka teknolojiyi ve literatürü takip etmesi gerekmektedir. Ama ben sıradan bir mühendis olmak istiyorum, yurt içinde küçük ölçekli bir firmada çalışmak istiyorum, takipçi ve taklitçi olarak işleri yürütürüm diyorsanız. Ülkemizde tek kelime yabancı dil bilmeden bunu yapmanız mümkündür.

5.Çalışma koşulları nasıldır,bayanlar için uygun mudur?

 

İmalat sanayinde çalışma koşulları sektöre ve çalışılan pozisyona göre çok zor şartlarda olabiliyor. Örneğin vardiyalı (gece-gündüz) çalışmalarda , ağır metal sanayinde üretim hattında çalışacak bayan mühendis pek tercih edilmezken aynı işletmelerde arge-tasarım-üretim planlama-satın alma-pazarlama gibi gündüz çalışan ve ofiste çalışan bölümlerde çeşitli branşlarda bayan mühendisler çalışabilmektedir. Kısacası ülkemizde genel olarak üretim hatlarında bayan mühendis tercih edilmiyor.Tabi ki bunun çeşitli sebepleri var, bazılarına göre ; aşırı baskı ve stres altında duygusal yapıları gereği kontrolü kaybetmeleri ve iş görenlere karşı gereğinden fazla hoşgörülü davranmaları, kimilerine göre; fiziksel olarak dayanıksız bulunmaları, kimilerine göre karşı cinsleri gibi alet-makine-teçhizat kullanmada beceriksiz görülmeleri, gerektiğinde elini yüzünü kirletmekten kaçınmayıp yağlı makinelerin arasına girememeleri ve bazılarına göre üretim ve imalatın bayanlara göre olmaması birer sebep olarak sunulabilmekte.

Tüm bunlara rağmen, bayan mühendisler (özellikle imalat müh. olanlar) direkt üretim hattında olmasa bile, girdi ve çıktı kalite kontrol süreçlerinde, teknik departmanlarda, malzeme temini ve satış sonrası teknik destek ekiplerinde kolaylıkla tercih edilebiliyor. Bayanların kişisel ve fiziksel davranışları da bu konuda belirleyici olabiliyor. Sonuç itibariyle imalat içerisinde rekabet halinde oldukları karşı cinslerinden daha fazla çaba göstermeleri gerekiyor.

Küçük bir anektod , bayan genel müdürler ve bölüm amirleri bile konu imalat olunca hemcinsleri yerine daha uygun gördükleri erkek mühendisleri tercih edebiliyor. Gerisini siz yorumlayın.

 

6.İşe alınırken en çok dikkat edilen özellikler nelerdir?

 

Genellikle iş ilanlarında şunları görürüz.

 

Deneyimli olması (istenen konuda)

Teknik resim okuma ve  Autocad vb. bir bilgisayar programı kullanabilmesi

İmalat ve kontrol  yöntemleri, ölçme tekniği gibi konularda bilgili olması

Yabancı Dil bilmesi (literatürü takip edebilecek kadar)

 Esnek çalışma saatlerine uyum sağlayabilmesi ( Vardiyalı çalışabilmesi)
Erkekler için mutlaka askerlik görevini tamamlamış olması

Ehliyetli ve aktif kullanıcı olması

 

Bunların hepsi birden olmasa da geneli istenen şeylerdir ancak detaylar sektöre ve işletmenin yapısına göre değişe bilmektedir.

7.imalat mühendislerinin yönetici olma konusundaki avantajları_dezavantajları nelerdir?

Günümüzde imalat sektörünün istenen düzeye ulaşabilmesi için birçok sektörde bu süreçleri tasarlayabilecek ve uygulayabilecek imalat mühendislerine ihtiyaç vardır. İmalat mühendisleri imalat sistemlerinin tasarımı ve gerçekleştirilmesi yanında, ürün geliştirme, kalite kontrol ve üretim bölümlerinde çalışabilirler. İmalat mühendisleri tüm üretim bölümlerinin idaresinde görev alabilir veya kısa bir çalışma döneminden sonra yönetim kademelerine aday olabilirler. Ancak bunun için analitik düşünme yeteneği ve sayısal becerilerinin yanında iletişim becerilerine ve yöneticilik vasıflarına sahip olmaları gerekmektedir. Ayrıca şunu da hatırlatmada fayda görüyorum bir mühendisin yönetici olabilmesi belli bir deneyime sahip olmasını zorunlu kılmaktadır.

Bu açıdan bir imalat mühendisinin işe başladıktan 3-5 yıl sonra idari kademelerde bulunması şaşırtıcı olmaz. Hele küçük işletmelerde belli bir tecrübeden sonra performanslarına göre imalat sorumlusu ve hatta imalat müdürü olması bile mümkündür. Fabrika müdürü veya genel müdür olabilmeleri ise mühendislik bilgi ve tecrübesi dışında işletme ,yönetim ve insan ilişkileri konularında da başarılı olabilmelerinden geçmektedir. Ama küçük işletmelerde daha öncede bahsettiğim gibi ekstralar için bütçe her zaman yeterli olmadığından kişisel çaba ve emek ile bu kademelere ulaşılabilir.Büyük işletmelerde ise durum daha zordur. Çünkü aynı veya benzer işi yapan bir çok rakibinizin olması yönetici koltuğuna oturmanızı  daha da zorlaştırır.

Mühendislerin yönetici olmaları için sahip olduğu avantajlar ; analitik düşünce,sorun çözme,yaratıcılık,tasarım,ürün ve üretim yöntemleri geliştirebilme, sayısal zeka ve teknik bilgi ve tecrübe gibi sıralana bilir. Dezavantajları ise  ikili ilişkilerde yetersiz olabilmeleri, sosyal aktivite eksikliği, üretim dışındaki  konulara ilgisizlik,sosyal,siyasal,kültürel konularda bilgisizlik,müşteri baskını göğüsleyememe, tedarikçiler üzerinde otorite kuramamaları finanssal konularda yetersizlik gibi sıralanabilir,

 

 

8.imalat sektöründe çalışanlar maddi ve manevi yönden tatmin olurlar mı?

 

İş tatmini, genellikle çalışanların ise ve is ortamına karsı olan tutumlarıdır. İş  tatmini; içsel faktörlere (çalışılan işletmeye) dışsal faktörlere (piyasa,çevre,aile) ve bireysel faktörlere (kişinin beklentiler, isin niteliği , ödüllendirme, özveri, arkadaşlık yaş vb. faktörler) dayandırılmaktadır. Yani, is görenin is ortamındaki deneyimlerinin onun üzerinde bıraktığı olumlu etki olarak düşünülebilir.

Kişi isinden gerekli tatmini buluyorsa isine ve is ortamına karsı olumlu bir tutuma sahip olacaktır. Motive olmuş, islerinden beklediklerini elde eden bireyler faaliyetleri sonucu iç huzuru ve çalışma zevki tadarlar. Çalışma hayatına yeni başlamış, is tecrübesi az olan kişilerde genellikle gerçekçi olmayan beklentiler vardır. Bu da tatminsizliklerle sonuçlanır . Çalışanın isinden tatmin olmasında etkili olan faktörler arasında; isin genel görünümü, is görene sağladığı sosyal ve ekonomik çıkarlar ile is ortamı şartlarının özel bir yeri vardır. İsin zorluk derecesi de is tatminini genellikle olumlu yönde etkileyen değişkenlerdendir. İs tatmini sağlamada yöneticilerin davranışları  çalışanlar için belirleyici olmaktadır.Bunun yanı sıra isletmenin uyguladığı ücret sistemi ve terfi politikaları, is görenlerin adil bir sistemde ödüllendirilmeleri, isletmede geçerli olan beşeri ilişkilerin düzeyi, isletmede kişiler arasındaki uyum, isletmenin sosyal görünümü, çalışma koşulları ve is güvenliği de işi tatmininde belirleyici olmaktadır.

Konu İmalat olunca, bu alanda çalışan mühendislerin iş konusunda tatmin olabilmeleri işletme açısından  “yönetimin politikalarına,liderlerin davranışlarına,ücret politikalarına,ikili ilişkilere, özellikle çok sayıda mühendis çalışan işletmelerde rekabet ile birlikte görev çatışmasına , imalatta zaman baskısına, teknolojik yetersizliklerden kaynaklanan strese bağlı olarak değişiklik gösterir. Mühendis açısından ise;  fiziksel çalışma çevresi, fiziksel sağlık, ruhsal sağlık,iş , kariyer ,pozisyon ve ücret beklentileri işten tatmin olunmasında başlıca faktörler olarak sayılabilir.Kısacası beklentilerini çok yüksek tutmayan,üretmekten zevk alan hemen her mühendis bu sektörde bir çok açıdan tatmin olabilir

LİDERLİK

LİDERLİK

 

Lider dediğin ;

 1.Her şeyden önce kim olduğunu bilmeli ve kendine güvenmelidir

 

Ben diktatör değilim.Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar.

Evet bu doğrudur. Benim isteyip de yapamayacağım bir şey yoktur.

Çünkü ben zoraki ve insafsızca hareket etmesini bilmem.

Ben kalpleri kırarak değil kazanarak hükmetmek isterim.

 

2.Her kim olursa olsun insanlara değer vermeli

 

 

Millete efendilik yoktur.Ona hizmet etmek vardır.Bu millete hizmet eden onun efendisi olur.

 

3.Mütevazi olmalıdır...

 

Bu ulusu ben değil içimizdeki ruh, damarımızdaki kan kurtarmıştır

 

4.Önde yürüyen değil ypl gösteren olmalıdır.

 

Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz.Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler,asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.

 

5.Yeri geldi mi sıradan bir asker Yeri geldi mi Başkomutan olmalıdır...

 

Memleketin ellide biri değil, her tarafı tahrip edilse, her tarafı ateşler içinde bırakılsa, biz bu toprakların üstünde bir tepeye çıkacağız ve oradan savunma ile meşgul olacağız

 

6.Fedakar olmalıdır.

 

Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milletine canımı vereceğim.

 

7.ilkelerine ve sözlerine bağlı olmalıdır.

 

Ben toprak büyütme meraklısı değilim. Barış bozma alışkanlığım yoktur.Ancak sözleşmeye dayanan hakkimizin isteyicisiyim.Onu almazsam edemem. Büyük meclisin kürsüsünden milletime söz verdim. Hatay'ı alacağım. Milletim benim dediğime inanır. Sözümü yerine getirmezsem milletimin huzuruna çıkamam. Yerimde kalamam.Ben şimdiye kadar yenilmedim, Yenilmem. Yenilirsem bir dakika yaşayamam

 

 

 

8.Güvenilir ve samimi olmalıdır.

 

Kalbinde ne varsa dilinden de o dökülmelidir.Ben düşündüklerimi, sevdiklerime olduğu gibi söylerim.Aynı zamanda lüzumlu olmayan bir sözü kalbimde taşımak iktidarında olmayan bir adamım.Çünkü ben bir halk adamıyım.Ben düşündüklerimi daima halkın huzurunda söylemeliyim.Yanlışım varsa, halk beni tekzip eder.Fakat
şimdiye kadar bu açık konuşmada halkın beni tekzip ettiğini görmedim.

 

9.Konuşmayı ve dinlemeyi bilmelidir.

 

10.Sorumluluk almayı bilmeli

 

Mesuliyet yükü her şeyden, ölümden de ağırdır.

 

11.Astlarına ve dostlarına sonuna kadar güvenmeli

 

Benim için ordumuzun kıymetini ifadede ölçü şudur: Türk ordusunun bir kıtası muadilinin behemehal mağlup eder, iki mislini durdurur ve tespit eder.

 

12.ve başarıyı paylaşabilmelidir

Bir ulus, bir toplum yalnız bir kişinin çabası ile adımcık bile atamaz

 

Hedefleri gibi Zafer zafer benimdir diyebilenin, muvaffakiyet, muvaffak olacağım diye başlayanın ve muvaffak oldum diyebilenindir

Kavgaları gibi Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Benim sizden istediğim şey, yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman da, durmadan yürümek,yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir

Sevdaları gibi Biz hayat ve istiklal isteyen bir milletiz. Ve yalnız ve ancak bunun için hayatimizi yok etmeyi göze alırız.

ATATÜRK gibi OLMALI.Büyüklük odur ki kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın. Memleket için gerçek ülkü ne ise onu görecek ve o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, seni yoldan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen burada direneceksin. Önünde sonsuz engeller yığılacaktır. Kendini büyük değil, küçük, araçsız hiç telakki edecek, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri asacak, ondan sonra sana büyüksün derlerse bunu diyenlere güleceksin.

 

Oldu mu VATAN Öldü mü EFSANE olmalıdır !Beni görmek demek ille de yüzümü görmek değildir.   Benim düşüncelerimi, benim duygularımı anlıyorsanız bu yeter.

ATATÜRK DİYORKİ;

ATATÜRK DİYORKİ

ATATÜRK DİYORKİ;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.

Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir.

Bilelim ki milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.

Milli mücadelelere şahsî hırs değil, milli ideal, milli onur sebep olmuştur.

Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.

Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.

Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır.

Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.

Türk Milletinin istidadı ve kesin kararı medeniyet yolunda, durmadan, yılmadan ilerlemektir.

Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar.

Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.

Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.

Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için yeterlidir.

Biz dünya medeniyeti ailesi içinde bulunuyoruz. Medeniyetin bütün icaplarını tatbik edeceğiz.

Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.

Milletimiz her güçlük ve zorluk karşısında, durmadan ilerlemekte ve yükselmektedir. Büyük Türk Milletinin bu yoldaki hızını, her vasıtayla arttırmaya çalışmak, bizim hepimizin en kutlu vazifemizdir.

İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?

Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.

Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye eski devirlerdeki gibi basit değildir. Bugünün anaları için gerekli vasıfları taşıyan evlat yetiştirmek, evlatlarını bugünkü hayat için faal bir uzuv haline koymak pek çok yüksek vasıflar taşımalarına bağlıdır. Onun için kadınlarımız, hattâ erkeklerimizden çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar; eğer hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa.

Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milletine canımı vereceğim.

Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.

Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur.

Benim naçiz vücudum nasıl olsa bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacaktır.

Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz… Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.

Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.

Müsbet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan erdemli, kudretli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık dileğidir.

Mualimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmenleri ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır.

Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet, henüz millet namını almak istidadını keşfetmemiştir.

Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır.

Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk iktisadiyatı, Türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.

Türkiye’nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstahak ve layık olan köylüdür. Onun için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iktisadi siyaseti bu aslî gayeye erişmek maksadını güder.

Ekonomik kalkınma, Türkiye’nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.

çınar ağacı

Çınar Ağacı…

Ulu bir çınar ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş.
Bahar ilerledikçe bitki çınar ağacına sarılarak yükselmeye başlamış.
Yağmurların ve günesin etkisiyle müthiş hızla büyümüş ve neredeyse çınar
ağacıyla aynı boya gelmiş.
Bir gün dayanamayıp sormuş çınara:
"Sen kaç ayda bu hale geldin agaç?"
"82 yılda" demiş çınar.
"82 yılda mı?" diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
"Ben neredeyse 2 ayda seninle aynı boya geldim bak!"…
"Doğru" demiş agaç, "doğru"…
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgarları başladığında kabak
önce üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya
doğru inmeye başlamış.
Sormuş endişeyle çınara:
"Neler oluyor bana ağaç?"
"Ölüyorsun" demiş çınar…
"Niçin?"
"Benim seksen iki yılda geldiğim yere sen iki ayda gelmeye çalıştığın için".